OTUZSEKİZİNCİ MEKTÛB

 

Bu mektûb, hâcı Muhammed Yûsüf Keşmîrî için yazılmışdır. Allah adamlarının gönlünde zerre kadar dünyâ düşüncesi olmadığı bildirilmekdedir:

Allahü teâlâya hamd olsun! Onun seçdiği kullarına selâm olsun! Kalbinde zerre kadar dünyâ sevgisi olan veyâ kalbinde dünyâ ile zerre kadar ilgisi bulunan yâhud kalbine zerre kadar dünyâ düşüncesi gelen kimseye Allahü teâlâyı tanımak nasîb olmaz. Böyle seçilmiş bir kimsenin zâhiri [ya'nî duygu organları ve düşünceleri], bâtınından [ya'nî kalbinden ve rûhundan] çok uzak ve ayrıdır. Âhıretden dünyâya gelmiş, başkalarına fâideli olmak için, insanlar arasına karışmışdır. Bunun dünyâ işlerinden konuşması ve dünyâ işlerinin sebeblerine yapışması kötü değildir. Hattâ çok iyidir. Böylece, kul haklarını yerine getirmekde ve insanlara fâideli olmakda ve onlardan fâidelenmekdedir. Böyle kimsenin bâtını, zâhirinden dahâ iyidir. Arpa satanlar pazarında buğday satan kimse gibidir. Herkes onu, kendileri gibi buğday pazarında arpa satıcısı gibi sanırlar. Onun zâhirini de, bâtınından dahâ iyi bilirler. Zâhirde Allah adamı görünüyor, gönlü dünyâ iledir derler. A'râf sûresinin seksendokuzuncu âyetinde meâlen, (Ey Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında sen hak olanı hükm et. Sen hükm edenlerin hayrlısısın!) buyruldu. Doğru yolda bulunanlara ve Muhammed Mustafânın "aleyhi ve alâ Âlihissalevâtü vetteslîmât" izinde olanlara selâm ederim.